8 Mart 2012 Perşembe

Erkek Doğrama Cemiyeti Manifestosu'ndan*

"Bu toplumda hayat, en iyi halinde bile can sıkıntısından ibaret olduğundan ve toplumun hiçbir tarafı kadınlara uygun olmadığından; uygar-kafalı, sorumlu, heyecan arayan  dişilere,  hükümeti  yıkmak,  para  sistemini  bertaraf etmek, her alanda otomasyonu kurumlaştırmak ve eril cinsi yok etmekten başka çare kalmıyor.

Artık erillerin (hatta dişilerin) katkısı olmaksızın üremek ve yalnızca dişiler üretmek teknik olarak mümkün. Hemen bunu yapmaya başlamalıyız. Erilleri muhafaza etmemiz için üreme gibi müphem bir amaç bile yoktur. Eril, biyolojik bir kazadır: Y (eril) geni tamamlanmamı ş bir X (dişi) genidir yani tamamlanmamı ş bir kromozomlar serisidir. Başka bir deyişle eril eksik bir dişidir, daha gen aşamasında yaşamına son verilmiş, ayaklı bir kürtaj. Eril olmak kifayetsiz olmak, duygusal olarak sınırlı olmak demektir; erillik bir noksanlık hastalığı, eriller de duygusal sakatlardır.


Kendi içine kıstırılmış olan eril tamamen benmerkezcidir ve başkalarıyla empati kurmaktan ya da özdeşleşmekten, aşktan, dostluktan,  şefkat ve muhabbetten tamamen âcizdir. Başkalarıyla ahenk içinde olmaktan âciz, tamamen yalnız bir birimdir. Herhangi bir konuda zihniyle değil midesiyle cevap verir; aklı, ihtiyaç ve güdülerinin hizmetinde bir aletten başka bir şey değildir; zihinsel tutkudan, karşılıklı zihinsel etkileşimden âcizdir; kendi fiziksel duyuları dışında herhangi bir şeyle ilişkilenemez.

Haz ya da mutluluk alıp vermekten âciz, yarı-ölü, sorumsuz bir topaktan ibarettir; netice itibarıyla, en iyi halinde bile, can sıkıntısı ve zararsız bir lekeden ibarettir çünkü yalnızca başkalarını özümseyebilme kabiliyeti olanlar tatlı olabilir. Eril, insanlar ve goriller arasında bir alacakaranlık kuşağında kıstırılmıştır ve gorillerden çok daha kötüdür çünkü geni ş bir olumsuz duygular dizisine sahiptir -nefret, kıskançlık, hor görme, tiksinme, suç, utanç,  şüphe- ve üstüne üstlük ne olup ne olmadığının da farkındadır.

Tamamen fiziksel olmasına rağmen, eril damızlık hizmetleri için bile uygun değildir. Mekanik maharete sahip olduğunu varsaysak bile ki çok az erkek buna sahiptir, bir kere, zevk ve şehvetle şöyle bir defa olsun malı götürmekten âciz olup bunun yerine suçluluk, utanç ve güvensizlikle kendini yiyip bitirir.  Bunlar erilin tabiatında kök salmış hislerdir ve en aydınlatıcı eğitimle bile ancak asgariye indirilebilirler.  İkinci olarak, ulaştığı fiziksel duygu nerdeyse hiçbir şeydir ve üçüncü olarak partneriyle empati kuracağına, nasıl yaptığı, birinci sınıf performans gösterdiği, nasıl iyi boru döşediği konusuna takmış haldedir.

Bir erkeğe hayvan demek ona iltifat etmektir; o bir makine, yürüyen bir vibratördür. Erkeklerin kadınları kullandığı sık sık söylenir. Ne için kullanmak? Herhalde haz için değil.

Suçluluk, utanç, korkular ve güvensizliklerle kendini yiyip bitirmiş olan ve eğer şansı yaver giderse belli belirsiz bir fiziksel duygu elde edebilen eril, yine de kafayı düzüşmeye takmış haldedir;  eğer sonunda onu bekleyen dost bir kuku olduğunu bilse, bir sümük ırmağında yüzüp bir mil kusmuğun içinde burnuna kadar batmış halde yürür. Burun kıvırdığı bir kadını, meselâ dişsiz bir acuzeyi düzer üstelik de bu fırsat için para öder. Niçin?

Bunun cevabı fiziksel gerilimi azaltmak değ ildir çünkü mastürbasyon bu ihtiyacı karşılar. Benliğin tatmin edilmesi de olamaz çünkü bu da cesetleri ve bebekleri düzmeyi açıklamaz.

Tamamen benmerkezci, ilişkilenmekten, empati kurmaktan ya da özdeşleşmekten âciz olup engin, istilâcı ve yaygın bir cinsellikle dolmuş olan eril,  fiziksel olarak edilgendir. Kendi edilgenliğinden nefret eder, o yüzden de bunu kadınlara yansıtır ve erili etkin olarak tarif eder, sonra o olduğunu ispatlamaya (“bir Erkek olduğunu ispatlamaya”) koyulur. Bunu ispatlama çalışmalarındaki temel aracı düzmektir (Koca Çüklü Koca Erkek Koskoca Bir Malı Götürüyor). Bir hatayı ispatlamaya çalıştığı için bunu tekrar tekrar “ispat etmek” zorundadır. O yüzden düzmek,  edilgen olmadığını,  kadın olmadığını ispat etmek için biçare ve zoraki bir çabadır ama o edilgendir ve bir kadın olmayı ister.

Yarım kalmış bir dişi olarak eril, ömrünü kendini tamamlamaya çalışmakla, dişi olmaya çalışmakla geçirir. Bunu, sürekli olarak dişiyi aramak, onunla kardeş olmak ve birlikte yaşayıp içinde erimek suretiyle yapmaya çalışır. Bütün dişi özelliklerinin kendisinin olduğunu iddia eder -duygusal kuvvet ve bağımsızlık, güçlü olmak, dinamizm, kararlılık, soğukkanlılık, nesnellik, iddia sahibi olmak, cesaret, bütünlük, canlılık, yoğunluk, kişilik derinliği, şahanelik vs.- ve bütün eril özellikleri kadınlara yansıtır -kibir, hoppalık, saçmalık, zayıflık vs. Gerçi şunu teslim etmek gerekir, erilin dişi üzerinde parlak bir üs -tünlük alanı vardır; halkla ili şkiler. (Milyonlarca kadını, erkeklerin kadın ve kadınların erkek olduğuna ikna etmek gibi parlak bir işin üstesinden gelmiştir.) Dişilerin annelik ve cinsellik dolayımıyla bütünlendikleri yönündeki eril iddia, erillerin dişi olsalardı neyi bütünleştirici bulacaklarını yansıtır.

Başka bir deyişle kadınlarda penis haseti yoktur; erkeklerde kuku haseti vardır.  Eril,  edilgenliğini kabul edip kendini bir dişi olarak tarif ettiğinde (dişiler gibi eriller de erkeklerin kadın, kadınların da erkek olduğuna inanırlar) ve bir dönme olduğunda düzme ihtirasını kaybeder (bu konuda bir şey yapmak için; kendini bir drag queen** olarak gerçekleştirir) ve çükünü kestirir. Sonra da “kadın olmak”tan sürekli yaygın bir cinsel duygu sağlar. Düzmek, bir erkek için, dişi olma arzusunun karşısında bir savunmadır. Cinselliğin kendisi bir yüceltmedir. Diş i olmamasını telafi etme takıntısı, ilişkilenme ve merhamet konusundaki acziyle birleşen eril, dünyayı bir bok yığını haline getirmiştir."


* Erkek Doğrama Cemiyeti Manifestosu, Valerie Solanas
**  süslü dönme, Türkçede de bu tanım kullanılıyor (ç.n).

1 yorum:

  1. erkeklere, sahip olduğunu zannettikleri güçleri üzerinizde daha sert kullanmaları, bunu kendilerince daha da fazla meşrulaştırmaları için daha orijinal bir metin olamazdı. bravo.

    YanıtlaSil