5 Temmuz 2012 Perşembe

Bir kararımız bile yok ama iki raporumuz var

Yumuşak Makine dava dosyasında yer alan raporun değerlendirme bölümünde "İnsanın bayağı, adi, zayıf yönlerinin işlenmesinin okuyucu üzerinde suça izin verici tavırları geliştireceği" gibi ilginç iddiaların yanı sıra, "bir konu bütünlüğü olmadığı, gelişigüzel kaleme alınarak anlatım bütünlüğüne de riayet edilmediği, genelde argo ve amiyane tabirlerle kopuk anlatım tarzının benimsendiği" gibi enteresan bir "edebiyat eleştirisi" dava için gerekçe olarak sunulmuştu.

Bugünkü duruşmaya gelen bilirkişi raporunun değerlendirme kısmı ise Burroughs ve kitaba ilişkin gerçek bir fikir veriyor. Bilindiği üzere raporun kitabın edebi eser olduğu yönündeki yargısı, taze çıkan "bir daha yapmayın" yasası yüzünden, beraat etmemize yaramadı. Mahkemelere bir eserin edebi olup olmadığını kanıtlamak her halükarda anlamsız olsa da iki raporu karşılaştırmak ilginç.

İki rapor arasındaki farkları bulunuz:

Bilirkişi raporu:

Genel Hukuka Uygunluk Nedeni:

"Suç Konusu Ürünün Bilimsel, Edebi veya Sanatsal Değeri Olan Bir Eser Olması"

TCK md. 226/7, müstehcenlik suçuna özgü bir genel hukuka uygunluk nedeni getirmiş olup, buna göre, bilimsel eserlerle, -çocuk pornografisi dışındaki- sanatsal ve debi eserler, müstehcenlik suçu kapsamına girmezler.

Bu anlamda, buradaki hukuka uygunluk nedeninin uygulama alanı bulabilmesinin temel koşulu, bir eserin ne zaman bilimsel, edebi ve/veya sanatsal değeri olduğunun net bir biçimde ortaya konulmasıdır.
Bu konu gerek Türk öğretisinde, gerek Türk yargı uygulamasında tartışılmış olup, konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin "ifade özgürlüğü"ne ilişkin içtihatlarında da ayrıntılı olarak ele alınmıştır.

İnceleme konumuz olan "Yumuşak Makine" isimli eser ise bir "roman"dır ve bu itibarla dava konusu bu romanın, TCK md. 226/ anlamında "sanatsal ve edebi değere" sahip bir eser olup olmadığı hususu ise, hukuki bir incelemeden ziyade, ancak edebiyat uzmanı kişiler tarafından yapılacak bilimsel bir analizin yapılmasını gerekli kılan bir husustur.

Bilirkişi heyetimiz "Yumuşak Makine" isimli romanı bu çerçevede ele almış olup; aşağıdaki sonuçlara ulaşmıştır:

İçeriği müstehcen olduğu gerekçesiyle dava konusu olan "Yumuşak Makine" ("Soft Machine") adlı roman, dünyada "Beat Kuşağı" olarak bilinen Amerikan edebiyat akımının öncülerinden William S. Burroughs'un önemli bir edebi eseridir. Roman birçok dile çevrilmiştir ve üniversitelerde Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Anabilim Dalı'nda okunur. 1950'lerde San Francisco, California ve New York'ta bir araya gelen Beat yazarları, eserlerinde ikiyüzlülük, bağnazlık ve maddiyatçılıkla suçladıkları katı Protestan orta sınıf ahlak anlayışına başkaldırırlar. 2. Dünya Savaşı ve atom bombasının kullanıldığı Vietnam Savaşı insanların geleneksel değerlere olan inançlarını sarsmış ve Beat yazarlarının, örneğin Zen Budizmi ile Amerikalı yerli kültürünü benimseyerek farklı arayışlar içine girmelerine neden olmuştur. Savaşa, şiddete, maddiyatçılığa ve baskıcı rejim ile düşünce sistemlerine karşı olan özgürlükçü Beat Kuşağı sadece Amerika'yı değil, neredeyse tüm dünyayı etkilemiştir.

Ünlü Amerikan romancı Norman Mailer, Burroughs'un romanlarını okuduktan sonra yazarı bir dahi olarak tanımlamış; diğer bir ünlü Amerikan romancı Jack Kerouac ise Burroughs'u İngiliz edebiyatında köklü bir yeri olan Jonathan Swift'ten sonra gelen en büyük hicivci olarak nitelemiştir. Burroughs'un romanlarını edebi eser yapan, salt toplumsal eleştiri içerikli olmaları değildir. Kullandığı anlatım tekniği de büyük yankılar uyandırmıştır. Okuru Savaş sonrası dünyaya yabancılaştırmak ve içi boşalmış düşünce kalıplarından özgür kılmak amacıyla anlatım bütünlüğünü bozan "cut-up" (kes-yapıştır veya harmanla) adı verilen (post)-modern tekniği kullanmıştır. 1983 yılında saygın Amerikan Sanat ve Edebiyat Akademisi'ne "("An American Academy of Arts and Letters") üye olarak kabul edilmesi, Amerikan edebiyatındaki önemli yerine işaret ederken, 1984 yılında da Fransa'nın prestijli Sanat ve Edebiyat Birliği'ne ("Ordre des Arts et des Lettres") kabul edilmesi, uluslararası öneminin ve ününün bir göstergesidir.

Burroughs'un "Yumuşak Makine" adlı romanı "Nova Üçlemesi"nin ("Nova Trilogy") ilkidir. Diğer iki roman "Patlamış Bilet" ("The Ticket That Exploded") ve "Nova Ekspresi"dir ("Nova Express"). "Yumuşak Makine"de kes-yapıştır tekniği ile sıkça kullanılan cinsellik öğesi toplumsal eleştiri için birer araç olarak hizmet eder. "Kes-yapıştır" terimi bir metni veya birkaç metni parçalara bölüp sonra da parçaları yeni bir metin oluşturmak üzere harmanlamak için kullanılır. Ortaya çıkan yapıt bir tür kolajdır. 20. ve 21. yüzyıl şiir, resim, tiyatro ve sinema gibi alanlarda da kullanılan bu veya benzer teknik bir yandan paramparça olmuş savaş sonrası dünyayı anlatmak için seçilmiştir. Öte yandan, yazar anlatım bütünselliğini bozarak ve alt kültüre ait dili kullanarak zorlu bir okuma sürecinden geçen okuru geleneksel düşünce kalıplarına yabancılaştırıp düşüncelerini özgür kılmayı hedeflemiştir. Burroughs, metnin veya metinlerin parçalanmasıyla farklı düşüncelerin özgür kalacağını düşünür. Ayrıca farklı harmanlanan metinler ile sözcüklerden toplumu iyileştiren yeni anlamların çıkabileceğine inanır. Burroughs 1. Dünya Savaşı sonrasında yeni arayışlar içinde olan gerçeküstü yazarlar gibi toplumun gerçekliğini reddedip romanına başka bir boyut katar. Salvador Dali gibi önde gelen gerçeküstü ressamlar da izleyiciyi dünyayı sorgulamaya itmek amacıyla gündelik yaşamlarında karşılaştıkları alışılagelmiş görüntüleri tablolarında sıra dışı bir biçimde yansıtmışlardır. 
Burroughs, romanın "The Mayan Caper" ("Maya Tezgahı") adlı bölümünde açıkça anlaşıldığı gibi, baskıcı hatta totaliter toplumlarda bireylerin beyinlerini yıkamak ve onları makineleştirmek için dilin virüs benzeri bir araç olarak kullanıldığına dikkat çekmeyi amaçlar. bu nedenle de okurun zihnini özgürleştiren farklı bir dil ve anlatım tekniğine yönelir. Söz konusu bölümde Maya medeniyetinde insanların dil ve imge aracılığıyla sistem tarafından kontrol altına alınmaları anlatılır. Zaman makinesi sayesinde farklı zaman dilimlerine yolculuk yapabilen bir gizli ajan karakteri, kölelerin beyinlerine belirli sözcükler ve imgeler yerleştirerek onlara hükmeden Mayalı rahipleri yok etmek amacıyla kölelerin rahiplerin kitaplarını yok etmelerini sağlar. Burroughs, romanda eski dönemlere geri giderek insanların nasıl tarih boyunca dili ve imgeleri kullanarak başkalarının beyinlerini yıkayarak ve zulüm, şiddet ile sömürü üzerine kurulu bir toplumun birer parçası haline getirdiklerini gösterir. Romanın adı, sistem tarafından beyni yıkanan bireyin bir makineye dönüşmesine gönderme yapar. Makinenin yumuşaklığı ise insanın kırılganlığını ve her tür baskı ve manipülasyona maruz kalabildiğinin altını çizer.

Romandaki cinsellik öğesi Burroughs'un toplumsal eleştirisine hizmet eden bir başka önemli araçtır. Yazarın bu öğeyi okurun cinsel dürtülerini tahrik etmek amacıyla kullanıp kullanmadığını anlamak için cinsel eylemlerin dile getirildiği bölümlerin konu bütünlüğü içinde değerlendirilmesi gerekir. Romanda anlatılan eylemlerin dünyanın tükenmişliğine bakıldığında cinsellik, yenilenen yaşam enerjisini, makineleşmeye son veren duyumsal bir uyanış aracı, savaş ve nefretin kol gezdiği bir toplumda sevgi ve birliği simgeleyebilir. Burroughs'un gerçeküstü sanatçılar gibi farklı bir boyut, gerçeklik ve toplum arayışı içinde olduğu gerçeğini göz önünde bulundurduğumuzda, maddiyatçı dünyadan tinsel boyuta geçmeyi veya bir tür aşkınlığı mümkün kılan bir araç olarak da görülebilir. Pagan kültürlerde dini ayinlerde insanların cinsel ilişki esnasında gündelik yaşamın sınırlarının ötesine geçip tanrı/tanrıçayla birleştiklerine inanılırdı. Ancak Burroughs cinselliğin iyileştirici potansiyelini çağrıştırmakla beraber çoğu zaman iğrenç olarak betimlenen cinsel ilişkinin çürümüş bir düzenin parçası olduğuna işaret eder. Burroughs Naked Lunch adlı romanını savunduğu bir mektupta şöyle der: "Semptomlar iğrenç olsa bile bir doktor bir hastalığın belirtileri ve semptomlarını betimlediği için eleştirilmez. Kanımca yazarın da bu özgürlüğü kullanma hakkı vardır." Romanda sıkça anlatılan cinsel ilişki, çoğu zaman kara mizah anlayışıyla okuru önce şoke eder, bir süre sonra da monoton, sıkıcı ve bezdirici bir hal alır. Burroughs, cinsel faaliyetleri bilinçli olarak karakterlerin cinsel organlarına indirgendikleri, gayri insani, sevgi ve estetikten yoksun, mekanik ve monoton bir eylem olarak sunar. İlişkinin ayrıntılarını kısa ve öz olarak sıraya dizer. Romanda cinselliği anlatış biçimi, insanın ne denli makineleştiğine işaret eder. Aynı zamanda gizli ajan karakterinin farklı zaman dilimlerinde karşılaştığı birçok kapitalist toplumun anlatıldığı göz önünde bulundurulduğunda, yazarın maddiyatçı insanların cinselliği de bir tüketim nesnesine indirgediklerine dikkat çektiği söylenebilir. Bunun da ötesinde, cinsel ilişkiyi bir sömürü ve hakimiyet kurma aracı olarak gösterir. Maya rahiplerinin zalim hükümdarlıklarına son vermek isteyen gizli ajan bir rahiple cinsel ilişkiye girer. Amacı iğrenç olarak betimlenen bedensel birleşme esnasında zihnini ve Maya kontrol sistemini de ele geçirmektir. Bkz. s. 73-74, "kendimi rahiplerden birine fahişe gibi sundum (Hayatımda katlandığım en iğrenç şeydi)-… rahibin bedenini gizlice ele geçirdim, gizyazıların saklandığı ilacı kullandım, gizyazıların saklandığı odaya girdim ve kitapların fotoğrafını çektim- Şimdi kontrol makinasının ses ve imaj bantlarıyla donanmış olduğumdan makineyi sökebilecek durumdaydım-". Aynı amaçla bir köleyle ilişkiye girer; birleşme esnasında kölenin zihnine Maya rahiplerini öldürme ve kitaplarını yok etme emrini yerleştirir. Dolayısıyla cinsellik politik alanda başkasını buyruğu altına almak, kontrol etmek ve kendi amacı doğrultusunda yönlendirmek için kullanılan bir araç olarak gösterilir.

Sonuç olarak Burroughs'un Yumuşak Makine adlı romanı bir edebiyat eseridir. Ünü Amerika'nın sınırlarını aşan yazarın okurun cinsel dürtülerini harekete geçirmek yerine toplumsal eleştiride bulunduğu, cinsellik öğesi ile edebiyat dünyasında büyük yankı utandıran yenilikçi anlatım tekniği de bu amaca hizmet etmektedir.
SONUÇ
Yapılan bu açıklamalar çerçevesinde, inceleme konumuzu oluşturan William S. Burroughs'a ait "Yumuşak Makine" isimli roman, bir edebiyat eseri olma özelliği nedeniyle TCK md. ''6/7'de müstehcenlik suçları için düzenlenmiş olan genel hukuka uygunluk nedeni kapsamında değerlendirilmesi gereken bir eserdir.

Bu nedenle bilirkişi heyetimiz, dava konusu "Yumuşak Makine" isimli romana ilişkin yaptığı incelemede, somut olayda TCK md. 226/7 uyarınca suçun hukuka aykırılık unsurunun ortadan kalktığı ve suçun yapısal unsurları tamamlanmadığı için, müstehcenlik suçunun oluşmadığı sonucuna ulaşmıştır.

Durumu bilgilerinize saygılarımızla sunarız (17.05.2012).

Prof. Dr. Esra Melikoğlu  
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
İngiliz Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Canan Şavkay
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
İngiliz Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Hasan Sınar
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Ceza Hukuku Öğretim Üyesi


Muzır Kurul raporu: 


Hukuki Durum:

a)      117 sayılı kanuna 3266 sayılı kanun ile ilave edilen Ek-2 inci madde bir aydan az süreli mevkutelerde ve eklerinde 18 yaşından küçüklerin maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacak nitelikte yayın yapılmasını yasaklamış, aksine davranışı cezai müeyyide altına almıştır.

Söz konusu kanuna göre bir mevkute veya eserin küçüklerin maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacak nitelikte olup olmadığını tespitte göz önünde bulunduracak husus 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunundaki temel amaç ve temel ilkelerdir.

1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun Türk Milli Eğitiminin genel amaçları ve temel ilkeleri başlıklı bölümlerinde yer alan hükümlerinde de, Türk Milletinin bütün fertlerinin, Atatürk İnkılap ve İlkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, maddi ve manevi kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş; beden,  zihin, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan, yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirilmesinin hedef olduğu, milli ahlak ve milli kültürün bozulup yozlaşmadan kendimize has şekli ile evrensel kültür içinde korunup geliştirilmesine önem verileceği ifade olunmuştur.

Ayrıca 117 sayılı kanunda değişiklik yapan 6.3.1986 tarihli ve 3266 sayılı kanunun Türkiye Millet Meclisi Genel Kurulunu 6.3.1986 tarihli birleşimindeki görüşmelerde hükümet adına yapılan açıklamada da; kanunun amacının kanun dışı kazanç yollarına sapma eğilimleri uyandıracağı, ruh ve beden sağlığı üzerinde zararlı etkiler yaparak dengesiz şahsiyet oluşmasına neden olacağı, kanun dışı yollarla hak aramayı telkin edeceği, suçluları kahramanlaştırarak bu yolda özendirici etkilerde bulunacağı, milli duyguları, örf, adet ve inançları zayıflatıcı veya yok edici etkilerde bulunacağı halkın ar ve haya duygularını inciten veya cinsi arzularını tahrik ve istismar eden nitelik taşıdığı gibi bir çok amaçlar hedef alan muzır neşriyatı önlemek olduğu ifade edilmiştir.

b)      Türk Ceza Kanununun 3.2.1986 tarihli ve 3266 sayılı kanunla değişik 426, 427 ve 428 inci maddelerinde müstehcenlik suçu müeyyide altına alınmıştır. Müstehcenlik suçunda maddi unsurların teşekkülü için ön şart bu fiillerin halkı ar ve haya duygularını incitmesi veya cinsi arzuları tahrik ve istismar eder nitelikte genel ahlaka ayrıcı olmasıdır.

Görüldüğü gibi ön şart iki hususu kapsamaktadır. Birincisi halkın ar ve haya duygularını incite nitelikte olmasıdır. Bu nitelik başlı başına yeterlidir. İkinci husus ise, cinsi arzuları tahrik ve istismar eder nitelikte genel ahlaka aykırı nitelik taşımasıdır. Bu ikinci halde fiilin hem cinsi arzuları tahrik etmesi ve hem de bunu istismar edilmesi birlikte aranacaktır. Buradaki istismardan maksat, insanlardaki cinsi tecessüsü genel ahlaka aykırı şekilde davet edip, bundan menfaat amacı gütmektir.

Halkın ar ve haya duygusunu, ortalama edep duygusu olarak anlamak ve bu halin takdirinde normal bir ahlak görüşünü esas almak gerekir. Müstehcen şeyin bata gelen vasfı, başkası üzerinde cinsi tahrik ve istismara yönelik olmasıdır.

Türk Ceza Kanununun 427 inci maddesinin 2 inci fıkrasında "426 ıncı madde ile bu maddede yazılı evrak ve eşya müsadere" olunur hükmü yer almaktadır.

Değerlendirme:

İnceleme bölümünde de belirtildiği gibi yazar hiçbir değer sistemini dikkate almayan, disiplinsiz anti sosyal bir seks bağımlısı tipi ile şahsiyetleştirdiği "Yumuşak Makine" isimli kitapta bir konu bütünlüğü olmadığı, gelişigüzel kaleme alınarak anlatım bütünlüğüne de riayet edilmediği, genelde argo ve amiyane tabirlerle kopuk anlatım tarzının benimsendiği, özellikle erkek erkeğe cinsel ilişkilerin zaman ve yer tasvirleriyle ar ve hayâ duygularını rencide edecek ölçüde anlatıldığı, zaman zaman tarihi mitolojik unsurların yaşam tarzlarından örnekler vererek kişisel ve objektif olmayan gerçek dışı yorumlarda bulunduğu anlaşılmaktadır.

Mezkûr kitabın bu haliyle edebi eser niteliği taşımadığı, okuyucu haznesine ilave katkısının olmayacağı, kriminolojik açıdan da kitapta, insanın bayağı, adi, zayıf yönlerinin işlenmesinin okuyucu üzerinde suça izin verici tavırları geliştirmektedir.

Bu nedenle; kitaptaki yazıların normal sınırlar içinde kaldığını ve toplumun sosyal normlarıyla çatışmadığını iddia etmek mümkün değildir. Zira insanlar ilkel hayatlarından bugüne kadar dünyanın her yerinde ve her toplumunda cinsi uzuv bölgelerini kapalı tutmayı ve cinsi münasebetin gizliliğini vazgeçilmez kural olarak uygulaya gelmişlerdir. Bu, toplumumuzda da böyledir. Toplumumuzun ahlak anlayışı ve kuralları ile örf ve adetleri cinsi münasebetin aşikarlığını kabul etmez. Toplumlar varlıklarını koruyabilmek ve toplum organları bizzat bu normlara uymak zorunda oldukları gibi, toplumu bu konuda yönlendirme, ikaz etme, hatırlatma görev ve sorunluluğu ile de yükümlüdürler. Bu görev ve sorumluluk toplumsal niteliktedir. Söz konusu kitapta yayınlanan yazıların bu toplumsal görev ve sorumluluk ile bağdaşması mümkün değildir. Kitapta asıl ağırlığın cinselliğe yöneltilmiş olduğu, kitabın toplumun ahlak yapısıyla bağdaşmadığı ve halkın ar ve haya duygularını incittiği, genel ahlaka aykırı olduğu müşahede edilmelidir.

Ayrıca müstehcen nitelikli bir kitabın öncelikle muzır olacağı muhakkaktır. Ancak, bir aydan uzun süreli yayınlar kategorisinde değerlendirildiğinden 117 sayılı yasaya 3445 sayılı kanunla ilave edilen Ek-2 inci madde kapsamına girmediği kanaatine varılmıştır.

Mütaala ve Sonuç:

İncelenen ve değerlendirilen "Yumuşak Makine" isimli kitapta yer alan yazıların: halkın ar ve haya duygularını incittiği, cinsi arzuları tahrik ve istismar eder nitelikte genel ahlaka aykırı olduğu, Türk Ceza Kanunu’nun 226. Maddesini ihlal ettiği, dolayısıyla müstehcen bulunduğu: kitabin süresiz yayın olması nedeniyle 1117 sayılı kanuna 3445 sayılı yasa ile ilave edilen Ek-2 inci madde kapsamına girmediği oy birliği ile mütalaa edilmiştir.


Ve dava sonucu: Yumuşak Makine Davasında Sonuçsuz Karar: Beraat Yok Erteleme Var!

2 yorum:

  1. İki raporu da paylaştığınız için çok teşekkürler. Davayı haberlerden sürekli takip ediyor, raporlardaki alıntıları da görüyoruz ama bütünüyle okumak süreci biraz daha aydınlatıyor.

    YanıtlaSil
  2. BİLİRKİŞİLER, HABERİMİ OKUYUN.REKLAM YAZARI ŞAİR HASAN SANCAK


    Bilirkişilere Hodri Meydan!...


    COCA COLA’YA KARŞI VERDİĞİM HUKUK MÜCADELEME DESTEK OLUR MUSUNUZ?

    SKANDAL BİLİRKİŞİ RAPORUNU İHBAR EDİYORUM!..

    SÖZDE BİLİRKİŞİLER-HODRİ MEYDAN SİZLERE
    CEVAP VEREMEZSİNİZ-BAŞINIZ BAKAR YERE

    HABERİM UZUN OLDUĞU İÇİN SİTEMDEN OKUYABİLİRSİNİZ!

    alacamhabermerkezi.blogcu.com/
    alacamhabermerkezi.blogspot.com
    www.alacamilkhaber.blogspot.com



    HASAN SANCAK
    ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
    REKLÂM YAZARI
    (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
    TEL: 0362–621 27 79
    0506–2730465 (Öğretmen Hattı)
    E-mail: noteronayliruya55@yahoo.com.tr
    Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11
    55800-ALAÇAM-SAMSUN

    YanıtlaSil